Query Deserves Freshness (QDF) Algoritması Nedir?

Taze ya da yeni içerik, pek çoğumuzun aşina olduğu kavramlardandır. Bazı sorgularda “taze içerikler” uzun süredir sıralamada olan otoriter ve eski içerikleri alt etmekte zorlanırken, bazı sorgularda ise daha iyi bir performans gösterebilir. Query Deserves Freshness (QDF) algoritması yalnızca belirli sorgu tipleri için geçerli olsa da bu algoritmanın varlığını bilmek ve özellikle bu algoritmadan etkilenmesi muhtemel sorgularda sıralama faktörlerine dikkat göstermek, projenize büyük bir fayda sağlayabilir.

Query Deserves Freshness (QDF) Nedir?

Query Deserves Freshness (QDF), Google’ın özellikle trendlere bağlı olan ya da sık sık değişmesi muhtemelen sorguların arama sonuçlarını sıralamak için kullandığı bir algoritmadır. Bu algoritma; özellikle magazinsel içerikler, haberler ve yanıtı değişmeye yatkın olan sorgularda, yani Google’ın SERP’te daha taze ve daha doğru içeriklere ihtiyaç duyduğunda devreye girer. 

Söz konusu haber sorguları olduğunda, QDF ile birlikte doğrudan News’i ilgilendiren algoritmalar da devreye girer. Ancak güncellik gerektiren sorguların tamamında QDF’in aktif rol oynadığını söylemek mümkündür. 

Query Deserves Freshness Amit Singhal tarafından 2007’de gündeme getirilmiş ve arama sonuçlarına etki etmeye başlamıştır.

Kaynak: https://www.nytimes.com/2007/06/03/business/yourmoney/03google.html

2011’de ise Caffeine Update ile birlikte Google Search Blog’da da yer almış ve kullanıcılara güncel içerik sunmak amacıyla kullanılan bir algoritma olduğundan bahsedilmiştir. 

Kaynak: https://search.googleblog.com/2011/11/giving-you-fresher-more-recent-search.html

Ne Tür Sorgular Query Deserves Freshness Algoritmasından Etkilenir?

Zamanla değişmesi muhtemel olan magazinsel sorgular, haber sorguları ve anlık aranma artışı yaşayan; yani trend olan sorgular güncel içeriklere ihtiyaç duyar. 

Sorgu türleri ile güncel içerik gereksinimi açıkça anlaşılabiliyor olsa da ölçümlenen tek metrik ilgili sorgulardaki aranma hacminin artışı değildir. Aynı zamanda internette yer alan blog, haber siteleri ve magazinsel kaynakların ilgili sorgu hakkında yaptıkları paylaşımlar da ölçülen metrikler arasındadır. Eğer bir sorgu, her zamankine kıyasla daha çok kişi tarafından aratılıyorsa ve aynı şekilde her zamankine oranla daha fazla kaynak tarafından paylaşılıyorsa; bu sorgunun QDF algoritmasından etkilenmesi muhtemeldir. 

Sorgu tiplerine somut örnekler vermek gerekirse;

A) Trendlere Bağlı Olarak Aranma Hacminde Artış Yaşanan Sorgular 

Trendlere bağlı olarak aranma hacminde artış yaşanan sorgulara verilebilecek en net örneklerden birisi, popüler markaların yeni ürünlerini sergiledikleri konferanslardır. Bu konferanslar ile markaların yeni ürünleri insanlara duyurulduğundan, hem sorguya olan ilgide anlık artışlar yaşanmakta hem de sorgu özelinde normale kıyasla daha fazla içerik üretilmektedir. 

Aşağıdaki örnekte, yılın belirli dönemlerinde gerçekleştirdiği konferanslarla kullanıcılarına yeni ürünlerini duyuran Apple hakkında gerçekleştirilen bir sorgunun trend grafiğini görüntüleyebilirsiniz. Bu dönemlerde “Apple new products” sorgusuna olan ilgide ani bir artış yaşandığından, hem ilgili sorgunun aranma hacminde artış yaşanmakta hem de ilgili sorgu hakkında daha fazla web sitesi içerik üretmektedir. 

Bu gibi metrikler, ilgili sorgular için hazırlanan içeriklerde QDF algoritmasının etkin bir rol oynadığını gösterir.

Ayrıca, diğer SEO araçlarını da kullanarak sorgularda trendlere bağlı olarak gerçekleşen aranma hacmi artışını da görüntüleyebilirsiniz. 

B) Zaman İçerisinde Yanıtı Değişmesi Muhtemel Sorgular

Çeşitli etkinlikler ile ilgili, magazinsel ve tarih içeren sorguların yanıtlarının zaman içerisinde değişmesi muhtemeldir. Bir ünlünün sevgilisi olup olmadığını merak ettiğinizde ya da her yıl düzenlenen bir etkinliğin bir sonraki tarihi hakkında bilgi almak istediğinizde, bir önceki aramanızdan farklı sonuçlar almanız hiç de şaşırtıcı olmayacaktır.

Bu konuya somut bir örnek olarak, “lady gaga’s boyfriend” sorgusunu gösterebiliriz. Bu gibi sorgularda, sorulan sorunun yanıtının bir featured snippet’ta yer alması da olasıdır. 

Bu tip sorgularda, bir önceki sorgu örneğinin aksine, yıl boyunca düşük de olsa bir aranma trendi mevcuttur. Ancak sorgunun cevabında bir değişiklik mevcut değilse, normal olarak sorguya olan ilgide bir artış yaşanmayacak ve sorguyla ilgili yeni içerikler paylaşılmayacaktır. 

Aşağıdaki Google Trends grafiğini incelediğinizde, ilgili sorgunun 2 farklı trend curve’i bulunduğunu görüntüleyebilirsiniz. Magazinsel kişilikler ve ünlüler hakkında çıkan söylentiler da çoğu zaman QDF algoritmasından etkilenir. Üstelik bu söylentiler, “fact”lerden daha ilgi çekici olabilir. 

Yeni erkek arkadaşı hakkında ilk kez Ocak ve Şubat aylarında söylentileri çıkan ünlü hakkında gerçekleştirilen sorguların trendinin bu tarihte daha yüksek olduğu, ünlünün birlikteliğini duyurduğu Mart ayında ise sorgu trendinin daha düşük olduğu kolaylıkla görülebilir. 

C) Haber Sorguları

Haberler, güncelliğin en önemli olduğu sorgu çeşitlerinden biridir. Özellikle “son dakika” gibi ifadelerle gerçekleştirilen sorgularda QDF algoritmasının önemi tahmin edilebilecek düzeydedir. Ancak Google News özelinde geliştirilmiş pek çok algoritma bulunduğundan, bu noktada en az QDF kadar etkili pek çok kriter bulunmaktadır. 

İçeriklerinizi Her Zaman Güncellemeli Misiniz?

SEO ve içerik alanındaki en büyük mitlerden birisi de içeriklerin sürekli olarak güncellenmesi gerektiğidir. Örneğin, aşağıda çoktan final yapmış bir dizi olan Community hakkında gerçekleştirilen bir sorgu mevcuttur. İlgili sorguda bahsi geçen dizi çoktan final yaptığından, yani son bölümü yayınlandığından, gerçekleştirilen sorgu kesinlikle QDF algoritmasına dahil değildir. 

Buna ek olarak, ilgili dizinin son bölümü hakkında herhangi bir değişikliğin gerçekleşmesi mümkün olmadığından, bu konu hakkındaki içeriğinizi belirli aralıklarla güncellemek muhtemelen size belirgin bir fayda sağlamayacaktır.

İçerikleri zaman zaman güncellemek, içeriğin performansını iyileştirmek ya da mevcut sıralamasını korumak açısından size yardımcı olabilir. Ancak sorgu tipine ya da gelişmelere dikkat göstermeksizin sık sık içerik güncellemek, içeriğinizi sürekli olarak bir “introduction” zincirine dahil edebilir. Bu da içeriğinizin hiçbir zaman tam potansiyelini gösterememesine sebep olacaktır. 

İçeriklerin hayat süresini 4 farklı bölüme ayırabiliriz (Tabii ki de her sorgu ve her içerik özelinde genelgeçer bir bilgi değildir.):

• Yayınlama, yani tanıtma.
• Büyüme.
• Otoriter hale gelme.
• Düşüşe geçme.

Yukarıdaki bölümleri, aşağıdaki Search Console grafiğinde oldukça açık bir şekilde görüntüleyebilirsiniz. Yayınlanması ile birlikte gösterim ve trafik almaya başlayan içerik, bir zaman sonra bu gösterim ve trafik oranlarını artırmaya başlar. Eğer gerçekten iyi oluşturulmuş ve kullanıcılara fayda sağlayan bir içerikse, uzun bir süre boyunca SERP’te üst sıralarda kalması muhtemel olacaktır. Yani otoriter hale gelecek ve belirli bir dönem boyunca yüksek tıklama alacaktır. 

Google, SERP’te daha “yeni” içeriklere de yer açma eğilimindedir. Yani otoriter olmanız, sonsuza kadar ilgili sorguda 1. Sırada kalacağınız anlamına gelmez. Eğer hazırladığınız içerik ile ilgili yeni bilgiler mevcutsa ancak siz içeriğinizi güncellemediyseniz ya da rakipleriniz önünüze geçmek amacıyla sizinkinden çok daha kapsamlı ve uzman bir içerik hazırladıysa; aşağıdaki grafiğe benzer sonuçlar görmeniz kaçınılmaz olacaktır. Yani içeriğiniz düşüşe geçecektir. 

Peki içeriklerinizi ne zaman güncellemelisiniz? İçeriklerinizi her zaman değil, gerekli olduğunda güncellemelisiniz. Aşağıdaki maddeleri incelemek, içeriklerinizi güncellemeniz gereken zaman dilimi hakkında size geçerli fikirler sağlayabilir.

• Yayınladığınız içeriğin konusu hakkında yeni bilgiler ve yeni standartlar mevcutsa, zaman kaybetmeden içeriğinizi yenilemelisiniz. 
• Yayınladığınız içeriğin konusu hakkında gerçekleştirilen yeni sorgular mevcutsa, hedeflediğiniz kitleye her açıdan erişmek ve topical authority’nizi sağlama almak açısından içeriğinizi yenilemelisiniz.
• İçeriğiniz uzun süredir otoriter bir konumdaysa, rakiplerinizin sizin örnek alarak içerik kurguları hazırlıyor olması muhtemeldir. Rakiplerinizi inceleyerek, içeriğinizi öncekine oranla daha kapsamlı hale getirmek amacıyla içeriğinizi yenilemelisiniz. 
• Yeni bir Core güncellemesi yayınlandıysa ve içerik ile ilgili belirli maddelere odaklanıyorsa, duyurulan guideline’lar özelinde içeriğinizi tekrar gözden geçirebilirsiniz. 

Aşağıdaki görselde, belirgin bir düşüş yaşadıktan sonra tekrar güncellenen bir içeriğin performansını görüntüleyebilirsiniz. 

Bu konuda önerimiz; rakiplerinizi ve SERP’i düzenli olarak kontrol etmeniz yönünde olacaktır. Böylelikle içeriğinizi ne zaman yenilemeniz gerektiğini tam olarak kavrayabilir ve yukarıdaki grafiğin aksine trafik kaybı yaşamadan ilgili sorgudaki otoritenizi koruyabilirsiniz. Güncellediğiniz içeriğin tekrar “tanıtma” sürecine girmesi ve trafikte minimal düşüşlerin yaşanması muhtemeldir. Ancak iyi bir iş çıkardıysanız, eski konumunuzu geri kazanmanız çok da uzun sürmeyecektir.